Kumral Bodur, yaşadığı trajik bir yanlışlığın kurbanı olarak, nüfus müdürünün hatası sonucu 38 yıl boyunca 'kadın' olarak kaydedildi. Bu durum, Bodur'un hayatında birçok zorluğa neden oldu. Ancak uzun bir hukuk mücadelesi sonucunda sonunda adalet yerini buldu.

Bodur'un 'pembe kimlik' olarak adlandırılan yanlış nüfus kaydı, birçok temel hakkını kullanmasını engelledi. Bu haksızlığın bir sonucu olarak, askerliği yapamadı, çocuklarını nüfusuna kaydettiremedi ve çalışma hayatı boyunca sigorta yaptıramadı. Bu durum, Bodur'un yaşamını büyük ölçüde etkiledi.

Bodur'un çilesi uzun bir hukuk mücadelesi gerektirdi. 38 yıl boyunca, 15 hakim ve 19 savcının değiştiği bir davanın ardından nihayet kendine ait doğru nüfus cüzdanını alabildi. Bu dava, adaletin sonunda yerini bulduğu bir örnek olarak hizmet ediyor.

Bodur'un yaşadığı bu trajik hata, nüfus kayıtlarının doğruluğunun ve hassaslığının altını çiziyor. Bu olay, nüfus müdürlüklerindeki kayıt hatalarının yaratabileceği olumsuz etkilere dikkat çekiyor ve bu tür hataların düzeltilmesi gerekliliğini vurguluyor.

Kumral Bodur'un 38 yıl süren mücadelesi sonucunda nihayet hak ettiği doğru nüfus kaydına ulaşması, adaletin gecikse de yerini bulabileceğini gösteren bir örnek olarak hafızalarda kalacak. Bu olay, nüfus kayıtlarının doğruluğunun önemini bir kez daha hatırlatıyor ve benzer hataların önlenmesi için daha fazla dikkat ve denetim gerekliliğini vurguluyor.​